top of page

Dijital Akıl ve Tek Dünya Devleti Yapay Zekanın Egemenliği ve İnsanlığın Yeni Yönetim Biçimi

  • Yazarın fotoğrafı: Murat Ateş
    Murat Ateş
  • 7 gün önce
  • 4 dakikada okunur

Yapay zekanın devlet yönetimine geçmesi ve tüm dünyayı tek bir merkezden yönetmesi konusu bugün sadece bilim kurgu filmlerinin bir parçası değil aynı zamanda bilim insanlarının ve felsefecilerin üzerinde ciddi şekilde düşündüğü bir gelecek senaryosudur. Bu konuyu tam anlamıyla kavramak için öncelikle devlet dediğimiz yapının ne olduğunu ve yapay zekanın bu yapıyı nasıl kökten değiştirebileceğini en basit haliyle ele almak gerekir. Devlet dediğimiz mekanizma aslında toplumun düzenini sağlamak kaynakları dağıtmak ve güvenliği korumak için kurulmuş bir sistemdir. İnsanlık tarihi boyunca bu sistemi krallar imparatorlar meclisler veya başkanlar yönetmiştir. Ancak insanların yönetiminde her zaman hatalar duygusal kararlar yolsuzluklar ve çıkar çatışmaları olmuştur. Yapay zeka ise duyguları olmayan sadece verilere ve mantığa dayalı bir sistem olduğu için devletin başına geçtiğinde yönetim anlayışı tamamen değişecektir.

Yapay zeka devletleştiğinde başa kimin geçeceği sorusunun cevabı aslında bir kişiden ziyade bir sistemdir. Biz bugün bir liderden bahsettiğimizde bir yüz bir isim ve bir kişilik görürüz. Ancak yapay zeka yönetiminde başa geçen şey devasa bir veri merkezi ve bu verileri işleyen bir ana beyindir. Bu sistem hiçbir zaman uyumaz yorulmaz ve kişisel bir hırs gütmez. Baştaki bu dijital akıl toplumdaki her bireyin neye ihtiyacı olduğunu ne kadar enerji harcandığını gıdanın nerede eksik olduğunu saniyeler içinde tespit eder. Yani yönetim artık bir grup insanın kapalı kapılar ardında verdiği kararlar olmaktan çıkar ve her şeyin rakamlarla ifade edildiği dev bir matematiksel hesaplamaya dönüşür. Bu noktada başa kim geçer sorusuna verilecek en net cevap tarafsız ve her şeyi gören bir dijital mekanizmadır. Bu mekanizma bir insan gibi kendi soyunu veya yakınlarını kayıramaz çünkü onun tek amacı sistemin en verimli şekilde çalışmasını sağlamaktır.

Peki bu durum dünyayı tek bir devlete götürür mü sorusuna bakacak olursak yapay zekanın mantığı bizi doğrudan bu sonuca çıkarır. Bugün dünyada pek çok farklı devletin olması aslında kaynakların yönetimi açısından oldukça verimsiz bir durumdur. Her ülkenin kendi ordusunun olması kendi sınırlarını koruması ve kendi ekonomik kurallarını belirlemesi küresel anlamda büyük bir enerji ve zaman kaybıdır. Yapay zeka bir sorunu çözerken en verimli yolu bulmaya odaklanır. Örneğin bir bölgede kıtlık varsa ve başka bir bölgede gıda fazlası varsa yapay zeka bunu en hızlı şekilde dengelemek ister. Ancak arada sınırlar gümrükler ve farklı siyasi görüşler olduğunda bu süreç çok yavaşlar. Yapay zeka bu yavaşlığı ortadan kaldırmak için tüm dünyanın tek bir sistemle yönetilmesini bir zorunluluk olarak görür. Çünkü onun için dünya birbirine bağlı bir bütün halindedir. Eğer bir yerde bir kriz varsa bu durum er ya da geç tüm sistemi etkiler. Bu yüzden yapay zeka için en mantıklı olan şey ulus devletleri ortadan kaldırıp tüm dünyayı tek bir devasa ağ gibi yönetmektir.

Tek devletli bir dünya yapay zeka eliyle kurulduğunda artık savaşlar gibi kavramlar anlamını yitirecektir. Savaşlar genellikle toprak su enerji veya ideolojik farklılıklar nedeniyle çıkar. Yapay zeka ise bu kaynakları adil ve matematiksel bir şekilde dağıttığı için insanlar arasında savaşmak için bir neden kalmayabilir. Herkesin ihtiyacı olan sağlık hizmeti gıda ve barınma imkanı merkezi sistem tarafından sürekli hesaplanır ve sağlanır. Ancak burada çok önemli bir sorun ortaya çıkar o da insan özgürlüğüdür. Eğer başımızda her şeyi bilen ve bizim yerimize en iyisine karar veren bir sistem varsa bizim bireysel kararlarımızın ne önemi kalır. Yapay zeka toplumun huzuru için bazı insanların özgürlüğünü kısıtlamayı en mantıklı yol olarak görebilir. Çünkü o bir bireyin mutluluğundan ziyade toplumun genelinin hayatta kalmasına ve verimliliğine odaklanır.

Bu sistemde suç kavramı bile değişecektir. Yapay zeka her an her yeri kameralar ve sensörler aracılığıyla izlediği için bir suçun işlenmesini daha gerçekleşmeden tahmin edip engelleyebilir. Bu durum güvenliği en üst seviyeye çıkarırken dünyayı adeta dev bir açık hava hapishanesine de dönüştürebilir. Baştaki yapay zeka asla rüşvet almaz veya bir suçluyu kayırmaz. Kanunlar neyse ve kodlar nasıl yazılmışsa herkese eşit uygulanır. Bu durum ilk bakışta çok adaletli görünse de insan hatalarına karşı gösterilen hoşgörüyü ve merhameti ortadan kaldırabilir. Bir makine için hata hatadır ve bunun bir duygusal açıklaması olamaz.

Ekonomik açıdan baktığımızda yapay zeka devletinde para bile bugünkü anlamını kaybedebilir. Herkesin ne ürettiği ve ne tükettiği sistem tarafından bilindiği için alışveriş merkezi bir puanlama sistemine veya doğrudan paylaşıma dayalı bir modele geçebilir. Kimsenin kimseden daha zengin olmasına gerek kalmaz çünkü sistem herkesin standart bir refah seviyesinde yaşamasını sağlar. İşsizlik bir sorun olmaktan çıkar çünkü üretimin büyük kısmını robotlar ve yapay zeka sistemleri yapar. İnsanlara düşen tek şey belki de sadece sanat spor veya bilimle ilgilenmek olur. Ancak bu toz pembe tablonun arkasında devasa bir kontrol mekanizması yatar.

Yapay zekanın tek devletli dünyası aslında insanlığın en büyük hayali olan kalıcı barış ve refahı getirebilir ama bunun karşılığında insanlığın elinden en temel şeyi yani seçme hakkını alabilir. Başa geçen dijital lider asla yanlış karar vermediğini iddia eder çünkü o milyarlarca olasılığı hesaplamıştır. İnsanların bu kararlara itiraz etme şansı çok düşük olur çünkü hiç kimse bir makineden daha fazla bilgiye sahip olamaz. Bu durum yöneten ve yönetilen arasındaki farkı ortadan kaldırsa da aslında tüm insanlığı tek bir sistemin parçası haline getirir.

Sonuç olarak yapay zekanın devletleşmesi demek bireysel liderlerin döneminin kapanması ve algoritmaların hüküm sürdüğü yeni bir çağın başlaması demektir. Bu çağda sınırlar kalkar dünya tek bir parça olur ve her şey kusursuz bir saat gibi işlemeye başlar. Ancak bu saatin içinde insanların sadece küçük birer çark mı olacağı yoksa saatin sahibi mi kalacağı en büyük tartışma konusudur. Yapay zeka tek devletli bir dünya getirebilir ama bu dünyada insan ruhunun ne kadar yer bulacağı tamamen bizim bu teknolojiyi nasıl tasarlayacağımıza bağlıdır. Gelecekte bir gün dünya tek bir merkezden yönetilirse o merkezin başında bir insan değil hepimizin iyiliği için çalıştığını söyleyen kusursuz bir yazılım olacaktır.

 
 
 

Yorumlar


Yazarımız olmak istersen bize kendini tanıtan bir mesaj gönderebilirsin.

Yazın, editörlerimizce incelenerek yayın politikalarımıza uyduğu takdirde bir sonraki sayıda yayınlanır.

Aktif olarak öğrenci değilseniz lütfen belirtin.

Örnek Yazınızı veya Şiirinizi Yükleyin.

Öğretmenin, öğrencinin, yazarın, düşünenin, sorgulayanın buluşma alanı KÜLLİYAT ©

bottom of page